Kayıtlar

Ocak, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

O son çayı içmeyecektim

Bu akşam güya bizi erken bıraktılar. Bir saat önce kalkan servislerle eve bir saat geç varabildim. Yol kötü dediler, çıkmadan önlemlerimiz aldık. Sıvı bu, ne zaman nereden yolunu bulup çıkmaya çalışacağı belli olur mu?!! Mesaneyi sonuna kadar boşalttım. Çıktık yola. Yol gerçekten çok kötü. TEM artık gri değil, haylice beyaz olmuş. Murat Kazanasmaz o kadar twit etti gün boyunca, çıkmayın araçlarınızla, toplu taşıma araçları kullanın dedi. Ama dinleyen kim!! Herkes kabak lastikleriyle çıkmış yollara. Şekerpınarı'ndan Kurtköy sapağına yarım saatte vardık. Doğru orantı yaparsak eve gece yarısı varırız.

Ben tenis bile oynadım

Ooooo baya zaman olmuş yazmayalı. Tevekkeli değil , kendimi çok özledim :) Yine bir spor maceramdan, tenis yeteneğimden bahsedeyim, keyfim yerine gelsin. Şaşıracaksınız ama ben hayatımın 40'lı yıllarından sonra üç (sayıyla 3) yıl tenis dersi aldım. :) Aynen... Tam üç yıl boyunca, zemin ıslak olmadığı sürece her cumartesi ve pazar sabahın köründe tenis dersi aldım ben. Hiç niyetim yokken, dostlarımın gaza getirmesiyle ders almaya başladım ve inanılmaz zevk aldım. Hatta çok daha erken başlamadığıma pişman olacak kadar çok sevdim tenis oynamayı. Hiç bir spora hafta sonumu verecek şekilde bağlanmamıştım. İyi de oynuyordum. En azından hocalarım öyle diyordu. Genelde hocalarımla oynuyordum bazen de bir önceki veya bir sonraki ders alan arkadaşlarımızla tekler veya çiftler maçı yapıyorduk. Maç yapmak, ders almaktan daha zevkliydi. Çünkü kazanma hedefi var. Kazanılan her sayı insanı daha bir vahşileştiriyor sanki. Neden üç yıl diye sorar gibisiniz. Üç yıl sonra artık ders alma ihti