SOKAK LAMBALARI
Eve koşar adımlarla yürürken, gözleri az önce pencereden bakan babasını aradı. Girişteki mermer merdivenleri ikişer ikişer çıktı. Apartman kapısı her zamanki gibi aralıktı, itti girdi içeriye. Merdivenleri koşarak bir kat yukarı çıktı. Evin kapısına geldiğinde sabırsızca zile basarken ayakkabılarını sıyırarak çıkartmaya çalışıyordu. Bir yandan da kapıyı itekliyordu. Acelesi vardı. Kapıyı annesi, ellerindeki sabunu yere damlatmamaya çalışarak açtı ve açar açmaz “Gözün kör olmasın senin, bu ne hal. Sırılsıklam olmuşsun. Gir çabuk içeri üstünü çıkar getir bana” dedi ve evin arka tarafına banyoya doğru hızlı adımlarla gitti. Koridorun ışığı yanmıyordu, karanlıktı. Mutfaktan gelen sarı ışık koridoru biraz olsun aydınlatıyordu. Okullar yeni açılmıştı. Mevsim yavaş yavaş sonbahara dönüyordu. Evde soba yanmaya başlamamıştı henüz. O gün, gece ile gündüzün eşit olacağı gündü. Artık sokak lambaları daha erken yanmaya başlayacaktı. Okuldan dönünce, üstünü değiştirir değiştirmez evin önündeki sok