Lisede, daha önceki okullarda da olduğu gibi, Beden Eğitimi dersi en nefret ettiğim dersti. O yüzden de zaten son sınıfta bütünlemeye kalan tek öğrenciydim ve okul hayatımda da bütünlemeye kaldığım tek dersti. Kabustu benim için beden dersleri. Hele hele beden dersinden sonra bir ders daha varsa ölümdü benim için. Beni tanıyanlar hareketsizken bile ne kadar çok terlediğimi bilirler. Hayal edebiliyor musunuz beden dersinden sonra bir coğrafya dersindeki halimi. Duştan çıkmış gibi olurdum. Kaldi ki okulda duş da yok. Özel okul mu bu.. Tuvalette su akıyorsa allaha şükür. Hele hele, düzenli su kesintisi yapılan bir dönemden bahsediyorum. Bedenden çıkınca o halinizle üstünüzü değişir, leş gibiyken takım elbisenizi giyer, kravatınızı takar, nefes nefese girersiniz , mesela psikoloji dersine. Bazan, genelde de hoca ders yapmak istemediği zamanlardı sanırım, bizleri sıraya dizer, tek-çift sayar, sonra "tekler basket, çiftler voleybol oynasın" der, kendisi de kızların hocasıyla la