Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bahşiş

Kuafördeydim. Saçlarım biraz uzasa, kıvırcıklaşıyor ve ordan burdan kancalar çıkıyor. Hele bu sıcaklarda hiç tahammül edemiyorum. Ensemden ter damlıyor. Kısaltılması gereken zaman gelmişti artık. Hoş beş sohbetten sonra yarım saat içinde  işlem tamam. Şekil belli. Müşteri belli. Kuaför belli. Rutin bir traş. Çabuk bitiyor. Şöyle bir aynadan kontrol ettim. Çok güzel oldu. Yanlar ve ense kısa, üstler az biraz uzun. Teşekkür ettim çocuğa. Saç traşı 35 TL Parayı saçımı kesen çocuk doğrudan almıyor, kasadaki patron alıyor. Patrona 50 TL uzattım. 15 TL üstüne verirse 5 TL'sini bahşiş vericem çocuğa. Patron çocuğa baktı "5 TL var mı sende?" dedi. Çocuk elini cebine attı, çıkanlara şöyle bir baktı, bir 5 TL buldu. Tam uzatacaktı patronuna parayı, memnun müşteri edasıyla "Sen koy onu bakayım cebine, o senin olsun" dedim. Döndüm patrona "Sen 10 TL ver bana" dedim. Çocuk bana "Teşekkürler abi" dedi. Kapıyı açtı, beni uğurladı. D

İftira

Teknedeydik. İki erkek gerisi kızlar. Bir  hafta tekne keyfi yapacaktık. Erkeklerden biri bendim. Diğeri de öbürüydü. İlk gün öğle  vakti bindik tekneye. Az biraz gezdik. Ben hariç diğerleri denize banıp çıktı. Keyfimiz yerindeydi, güzel bir ilk gün oldu. Akşam olunca, harika  bir yemek hazırlanmıştı bize. Keyifle, sohbetle yedik, az biraz içtik. Geç vakte kadar sohbetimizi ettik. Oyunlar oynadık. Sonra yatma vakti geldi. Kızlar hep bir ağızdan "Biz dışarda yatıcaz, yıldızları seyredicez, kayan yıldız görücez" diye planladılar.. Benim öyle bir niyetim yok. Ben kafamı yastığa koymadan uyuyamam. Yatak yumuşacık olmalı. Dışarda yatarsam sabah kazık gibi kaskatı kalkarım, ayazdan. Diğerimiz de içerde yatmaya karar verdi, "Ben de" dedi. Vedalaştık kızlarla. Bizim ikimizin kamarası, teknenin burun tarafında, yanyana iki odaydı. Kızlar  da tam bizim odaların üstünde açık havada yatıyorlar. Yattık uyuduk hepimiz.

Hobiler hayatın provasıdır?

Resim
Şimdi ne alaka diyeceksiniz. Geçenlerde Yoga dersinde hocamız derse başlarken rahat bir duruş seçerek  oturmamızı istedi ve biraz Yoga'nın felsefesinden bahsetti. Ve dedi ki: "Bu derslerde yaptıklarımız Yoga'nın çok küçük bir kısmıdır. Ama bu matın (Yoga minderi) üstünde yaşadıklarınız , kendinizi tanımanızı sağlaması açısından da çok önemli bir kısmıdır. Yoga yaparken kendinizi izlerseniz orda yaşadığınız zorluklar ve o zorluklara verdiğiniz cevaplar sizin hayattaki davranışlarınızdan daha farklı olmadığını göreceksiniz. Çabuk mu pes ediyorsunuz, yoksa tekrar tekrar deniyor musun? Her denemede mutlu mu oluyorsunuz yoksa mutsuz olup vaz mi geçiyorsunuz? Sabırlı misiniz?" Bu anlattıkları bana 2000 yılında özel ders aldığım rahmetli resim hocamın benimle bir konuşmasını hatırlattı.  Resim yaparken detaya takılıp ilerleyemediğimi farketmişti. Uzun uzun neden böyle yaptığımı anlamaya çalışmıştı. Ve bana demişti ki: "Bu beyaz tuval, hayatın kendisidir. Hayatta

Eleştirilmek iyidir

Eleştiriye tahammülü olmayanlara. Bir insanın değeri, yaşarken zihinlerde bıraktığı izden ibarettir. Yani öldüğünde nasıl hatırlanacaksan, sen osun. Yaşam sonsuzdur, sen ölsen de. Ve sen öldüğünde belki sonsuza kadar öyle hatırlanacaksın, öyle yaşatılacaksın. Ve öldükten sonra nasıl anılacağını öğrenmek istiyorsan, yani değerini ölmeden önce öğrenmek istiyorsan, eleştiriye açık ol. Diğerlerini dinle ki değerini artırabil. Senin kendine verdiğin değer bugün için geçerli. Ama bu dünyada bırakacağın değer ise zihinlerde yaşamaya devam edecek. Şşşşşşt :)

Amerika'da daha ucuz

Kendime yılbaşı hediyesi alayım dedim. Activity Tracker denen aletleri seviyorum. Bilmeyenler için söyleyeyim, bileğime saat gibi takıyorum, gün boyu adımlarımı sayıyor, nabzımı sayıyor. Günboyu sağlık açısından yeterince hareketli olup olmadığımı kalbimin yeterince güçlü olup olmadığını raporluyor. Daha sağlıklı olabilmem için koçluk yapıyor, benimle yaşıt olan diğer kullanıcıların durumlarına göre karşılaştırma yapıyor vs. Eskisi Jawbone markaydı, çok beğeniyordum ama kayışı koptu. Aynısını almak yerine piyasada iddialı olan bir başka markayı almak istedim, Fitbit Charge 2. Yeni çıkan bir model olduğu için Türkiye'de yoktu.  Şimdilerde internetten satışlarına raslıyorum, Türkiye'de fiyatı 700-1000TL arası değişiyor. Amerika'daki fiyatı 149,50 dolardı. Ama kim gidecek Amerika'ya. Daha doğrusu giden değil, dönen birisi lazım. Ki gelirken alıp bana getirecek. Aklıma Riyad'dan bir hafta sonra dönecek arkadışıma sormak geldi. Sağolsun araşt