Kayıtlar

Temmuz, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Telefona tuş koymamışlar

1990'ların ilk yarısı. Bendeniz ilk defa yurt dışına çıkıyor. Hem de ne çıkış! 14 gün boyunca  tanımadığım 40 kişi ile aynı otobüste bir arada Güney Avrupa turu. (Eşek sırtında 40 gün gibi oldu ama neyse....) Istanbul'dan çıktık yola. Yugoslavya'da sıcak savaş var diye etrafından dolanmak maksadıyla, Bulgaristan üstünden gidip Budapeşte'de birgün konaklayıp, sonra güneye doğru inip Italya, Fransa, Ispanya, sonra dön geri Kuzey Italya ve Istanbul. Tam 14 gün. 2 Ağustos'ta o cehennem sıcağında, yola çıkıp iki hafta sonra dönüş yapacaktık. Avro'nun olmadığı yıllar. Elime bir miktar dolar alıp, iki kafadar çıktık yola. O derece seyahat özürlüydüm ki, yanıma sadece 2 t-shirt almışım. Venedik'te de traş takımlarımın olmadığını farkettim, el memleketinde ilk market alışverişimi orada yaptım.O gezimden sonra, daima bir seyahat checklist'im oldu. :-)

Adem & Havva

Kavurucu sıcağın altında Adem, öldürdüğü dev yılanın derisini yüzmeye çalışıyordu, kan ter içindeydi. Mağaranın girişindeki ağacın gölgesinde Adem’i seyreden ve biryandan da kendindeki değişiklikten endişelenen Havva seslendi: - “Adem” - “Ne var?” dedi umursamazca. - “Bendeki değişikliğin farkında değil misin?” Sesinde hem korku hem de sitem vardı. Adem, parçalamaya çalıştığı o koca yılandan gözlerini azıcık ayırıp, arkasına döndü ve Havva’ya baktı. - “Ayağına kap yapmışsın”