Kayıtlar

Mart, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SEVGİ YOKSUNU Sürüm 2

Resim
Aynı isimdeki öykümün gözden geçirme sonrası sürümüdür  Güneş de ne güzel vuruyor. Oh, sıcak sıcak. Yattığım yerden, gözlerim kapalı, etrafı dinliyorum. En sevdiğim şey. İyi ki bu evdeyim. Benim canım huzur konağım. Yıllar var yalnızım, ne annem kaldı ne kardeşlerim. Ev kalabalık ama yüzüme bakan da yok epeydir. Eskiden öyle miydi? Neydi o deli deli sevgi çığlıkları!  Tepemden hiç eksik olmazlar, gözümün içine bakarlardı... Yalan yok, ben de onlarla oyunlar oynardım. Ah o ödüllü oyunlar, nasıl da güzellerdi.   Allah razı olsun, sağlığıma çok dikkat ediyorlar, ne yalan söyleyeyim. Yemeğimi hiç aksatmazlar, ben söylenmeden hatırlarlar. Düzenli olarak sırtlanıp götürürler doktoruma. Ondan da çok memnunum çok şükür. Tuvalet bazen sorun oluyor. Çoluk çocuğun eline bıraktılar temizliği, unutuyorlar onlar da... Çok şükür yatacağım yer belli fakat biraz sevgi, biraz ilgi istiyorum. Odama giren çıkanın beni fark edip, ismimle seslenmesi, bazen de yanıma gelip sırtımı okşamaları çok mu zor! Zama

Neden ekitap YayınlanmaIı ve Okunmalı

Resim
ilk kitabımı sonradan dijital olarak ekitap formunda yayınladım. Neden mi? Gelin anlatayım artılarını eksilerini. Sorularınızı marcopashaIevend@gmail.com adresine yazabilirsiniz. Spotify Podcast için  TIKLA Apple Podcast için (bekleyin) Google Podcast için  TIKLA

YAKUP'UN SUÇU NE

Resim
Edip Cansever'in aşağıdaki şiiri okuduğumda, bu hikayenin diyaloğu geçti içimden ve şişkinliğimi böyle ifade edebildim. Hikayemi okumadan önce linke tıklayıp bu güçlü duygular barındıran şiiri okumanızı öneriyorum  Çağrılmayan Yakup / Edip Cansever Sabah güneşi pencereden içeri neşe ve enerji taşıyordu. İçinden o  sabah kahvaltıyı kendi hazırlamak geçti. Yataktan kalktı, banyoya uğradıktan sonra, mutfağa geçip, masayı kurmaya başladı. İçerdeki tıkırtılardan kendine gelen kadın, yataktan çıktı, mutfak kapısına gelince, karşılaştığı manzara karşısında donup kaldı. Gizli saklı bir gülümsemeyle ‘Günaydın’ dedi ve hızlı adımlarla banyoya geçti.  - Yumurta yer misin canım? - Şimdi mi? - Evet. Nasıl pişireyim? - Ocakta yapabilirsin. - Sağol, iyi oldu söylediğin, dedi dalga geçer edayla. Onu sormadım hayatım. Haşlama mı? Omlet veya menemen mi istersin? - Haşlama olsun. - Nasıl yersin? - Soyup yerim, dedi ve kahkaha attı. Komik olan neydi ki…  - Suratına yer misin? diye mırıldandı. - Duymad

RÜYA

Resim
Sabahın ilk ışıkları masadaki kahvaltılıkların üzerinde ışıltılar bırakıyordu. Kızarmış ekmeklerin kokusu 'önce beni ye' der gibiydi. Diğerlerinin yemeğe başladığını duyunca , elini uzatıp bir dilim ekmek aldı kokunun kaynağından, hafifçe sıktı, ekmeğin sesi ve sıcaklığı iştahını kabarttı. "Bu gece rüyamda babamı gördüm" dedi. Karşısında oturan yengesi "Nurlar içinde yatsın, hayırdır inşallah" derken yan gözle kocasına baktı, hüzünlenmişti, ardından çayını yudumladı. O hafta abisinde kalıyordu. Babalarını kaybedeli bir seneyi geçmişti. Sol eliyle tabağın kenarında duran cam reçel kabını tuttu, sağ eliyle ekmeği banıp, ağzına attı. "Meydan gibi geniş bir alanda karşılaştık. Bizden başkası yoktu, sadece onun hafif aksayan ayak sesi vardı etrafta. Bana doğru emin adımlarla ağır ağır gelirken, meşhur traş sabunu ve kullandığı losyonun kokusu yüreğimi sızlattı. Betondaki küçük çakılların çıkardığı ses, meydanı dolduruyordu, bir ayağını sürüdükçe. Bana iyice