Cıııaaaart

Birgün iş yerinde öğle yemeğini yedim ve masama geldim. Çok yemişim herhalde ki, kendimi böyle geriye doğru atarak sandalyeme fırlattım. Oturduktan sonra mı yoksa öncemi tam hatırlamıyorum, CIIAART diye bir ses geldi. Öyle bir ses ki, ekibimdeki bütün arkadaşlarım sesin kaynağını bulmak için dönüp bana doğru baktılar. Ben de sesin benden geldiğinin farkındayım tabi ama neremden geldiği sorusuna yanıt bulmak için ellerimle yoklamaya başladım ve kısa sürede buldum: Pantalonumun ağı sökülmüştü. "Sökülmüş" kelimesi tam ifade etmiyor durumumu aslında. Fermuarımı açsam iki parça haline gelebilecek durumda pantalon. Fermuarın bittiği yerden belime kadar büyük bir ferahlık oluşmuştu. Yerimden kalkmam mümkün değil.


Hemen ekipteki arkadaşlardan biri yanıma geldi. Durumu -gözleriyle- değerlendirdi. Durum vahim şeklinde bir yüz ifadesi takındı. "Levend bey hemen bizim sitedeki terziye gidelim, hallederiz" dedi. O zamanlar etrrafımızdaki tek yerleşim yeri, yakınlardaki, arkadaşımın oturduğu siteydi. Ceketimi aldım sırtıma. Ben önde o arkada, doooğru terziye gittik.

Terzi sitedeki bloklardan birinin zemin katındaki bir daireymiş. Kapıyı çaldık. Türbanlı bir kadın açtı kapıyı.

- "Buyrun"
- "Pantalonum söküldü de, onu diktirecektik"
- "Eeee pantalon nerde?"
- "Üstümde"
- "Nasıl olacak?"

Kadın haklı. Birden beynim durdu. Öyle ya, kadının önünde soyunacak halim yok. Ben terzinin kadın olduğunu nerden bileyim. Gerçi bilsem ne yazar. İş yerinde böyle de gezemem ki. Hemen arkadaşım çözüm üretti:

- "İçerde müsait bir odanız varsa, Levend bey orda soyunsun, ben pantalonu alıp size vereyim" dedi.
- "Olmaz öyle şey"
- "Napıcaz peki?" dedim
- "Bilmiyorum"
- "Hanımefendi rica ediyorum. Ben de sizin önünüzde soyunmaya meraklı değilim. İşe dönmemiz lazım. Bu halimle iş yerinde dolaşamam"
- "Birinden pantalon bulsanız"
- "Nerden bulayım hanımefendi, iş yerinde biri çıkarıp bana pantalonunu verir mi? Adam tuvalette mi saklanacak? Hadi giriyim içeriye de arkadaşın dediğini yapalım, halledelim şu işi iki dakikada"
- "Fesuphanallaaaah. Olmaz öyle şey"
- "Bakın, arkadaşım zaten sizin komşunuz, komşuluk hatrına yapıverin şu iyiliği"
- "Peki peki geçin içeriye , sonra getirin bana pantalonu. Siz getirmeyin ama arkadaşınız getirsin"

Allah senden razı olsun, lütfettin.

Halletik sonunda ama şimdi ne zaman biryere oturacak olsam, büyük bir hassasiyetle oturuyorum. Pala bıyıklı bir terziye de denk gelmek var.

Yorumlar

Deniz Oncel dedi ki…
Valla Levend'cigim yazını okurken kıkır kıkır gulmeye başladım. İş yerindeyim ve herkes bana bakıyor :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tiroid'deki nodülüm neden ufaldı

LevenD mi doğru LevenT mi tartışmasına son veriyorum.

Geçmişle barışmak