Zor hayat

Bugün Gebze ASM'de rutin efor testim vardı, kalbime bir yıl önce takılan üç stent hala duruyor mu yerinde gibilerden.

16:30da efor randevum vardı.
Ardından Çekmeköy'de Yoga'ya da yetişmem lazım.
Basit bir olay değil mi?
Benim için değil.
Mükemmelim ya.
Herşeyi planlamalıydım.

Randevu alırken sordum, teste gelmeden önce dikkat etmem gereken hususlar var mı diye.
Kılık kıyafet vs nin yanında dediler ki öğlen hafif ye.
Mantıklı.
Spordan iki saat önce yeme içme işini bırakmalı zaten.
Ok. Ben zaten iş yerinde en geç 13:00de yeme içmeyi bitiririm. 
Arada üç saat var ki, bence güzel, yeterli.

Yoga ise 19:30da. 
Ona da ne tok, ne aç girebilirim. 
13:00de başlayan bir açlıkla , Yoga'ya girersem, bayılır kalırım.
Engeç 17:30da birşeyler yemeliyim.
Demek ki efor testinden çıkınca birşey yemeliyim.
Bu net.

İş yerinden çıkarken, yanıma bir elma aldım. Sırt çantama koydum.
Pratik bir besin.
Yoga'ya kadar yeter bana.

Sorun yok o halde.

Sırt çantamı arabanın bagajına koydum, spor çantamın yanına. 
İnince hem sırt çantamı hem spor çantamı yanıma alıp efor testine öyle gideceğimi planlamıştım. 
Niye sırt çantasını alacaktım yanıma? Çünkü sırt çantamda eski efor testi sonuçlarım vardı. 
Doktorum yanımda getirmemi istemişti.

Hastaneye gelice otoparkta bagajdan eşyalarımı alırken, spor çantamı aldım elime.
Sonra neden sırt çantasının hamallığını yapayım üç-beş kağıt için dedim.
Sırt çantamı almak yerine içinden eski raporları çıkardım, spor çantama koymaya çalıştım, buruşturmadan. Katlayarak çantaya sokmak istemedim ama mecbur kaldım. 
Kızdım kendime, ama zaman geçiyordu, acelem vardı randevum için. Tıktım raporu çantaya , içeri girdim.

Uzatmayayım.
Test güzel geçti sonuç olarak.
Keyfim yerine geldi.
Hastaneden çıkmadan birşeyler yiyeyim dedim.

Şok şok şok.
Elma sırt çantamdaydı.
Sırt çantam arabamda.
Arabam otoparkta.

Sorun va mi?
Var.

İş yerinden aceleyle çıktığımdan elmayı yıkamamıştım.
Arabaya gitsem, yolda yerim desem, yıkamadan yiyemem.
O zaman arabaya gidip, elmayı alıp, hastaneye geri dönüp, tuvalette (veya lavaboda) yıkayıp arabaya dönmem gerekir. 
Zaman kaybı.
Ve efor testinde efor harcamışım.
Zaten yorgunum.
Olmaz. Mantıksız.

Ve ben Yoga dersine zamanında yetişmeliyim.

Onca yolu gidicem. Eve çıkıcam. Üstümü değişicem. Sonra spor salonuna inicem.
Spor malzemelerim yanımda ama ben eve girmeliyim. Rutinim bozulsun istemiyorum.

Hastaneye geri dönersem vakit kaybedicem.
Hem zaten araba kullanırken elma yemek, üstelik hava kararmışken, tehlikeli olacaktır.
Elma yemekten vazgeçtim.
Ama yolda karnım da acıktı.
Yoga'ya böyle aç aç giremem.
Evde birşeyler yesem, tok karnıma da Yoga yapamam, yediklerim ağzıma geri gelir.

Of be Levend. Güya plan yaptın. Süper. Mükemmel oldu şimdi.

Eve varır varmaz, elmayı yıkadım, yarısını yedim. Giyindim, indim spor salonuna. 
Daha yarım saat vardı dersin başlamasına. Biraz yürüdüm bandda, hafif hafif. 
Sonra girdim derse. Birşey olmadı. Kusmadım yediklerimi.

Ama kazgınım hala kendime. 

Sonra neden elmayı yıkamak için hastanedeki su sebillerinden bir bardak su alıp arabaya öyle gitmediğim geldi aklıma, daha da kızdım. Neden düşünemedim ben bunu.

Kızarken neden ille de elma yemeye takıldığım geldi aklıma. Cafe'den de birşeyler alabilirdim.

Nedeni basit. 
Herşeyi çok güzel planladım ve plan şaşınca dağıldım.

Çok güzel bir akşamdı.
Efor testi sonuçlarım çok güzeldi.
Yoga dersinde çok güzel ve bacak ağırlıklı denge hareketleri çalıştık ve performansımı çok beğendimdi.
Ama bir elma beni mahvetti.
Beni mahveten elmamıydı?
Yoksa elmayı mahveten ben miydim?
Mükemmeliyetçilik böyle birşey işte. 
Hayatı zorlaştıran birşey.

Bir daha yapma Levend.
Yoruyorsun bak beni.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tiroid'deki nodülüm neden ufaldı

LevenD mi doğru LevenT mi tartışmasına son veriyorum.

Geçmişle barışmak