Makyaj Pamuğu

Geçtiğimiz hafta sonu 5 arkadaş Gaziantep'e gurme gezisi yaptık.

Gitmeden önce yoğun bir planlama faaliyetimiz oldu. Nerde kalıcaz, kaçta buluşucaz, yanımıza ne alıcaz vs vs.

Planlamayı yapan arkadaşımız, "Albayım beraber kalırız , değil mi?" dediğinde, can dostumu uyarma ihtiyacı duydum.

- "Abi kalırız tabi ki ama ben çok horluyormuşum" dedim.
- "Ben yıllardır alışığım o sese albayım, dert etme" dedi.
- "Komutanım, ben hiç duymadım, söyleyenlerin yalancısıyım ama ben fena horluyormuşum bak" dedim.

İkna edemedim.


Akşam oluncaya kadar ben gerekli önlemlerimi aldım.Yanıma zaten horlama bandımı almıştım ama o akşam alkol almayarak horlama olasılığımı düşürmeye gayret gösterdim. Yine de ısrarlara dayanamayıp, hafif bir kokteyl almak zorunda kaldım.

Odaya girdiğimizde içerisi cehennem gibi sıcaktı. Sıcak odada hava kuruduğundan bu kötü bir sürpriz oldu bana. Hemen klimayı 5 dereceye getirdik, pencereyi açıp odayı soğutmaya çalıştık. Dışarısı eksi derecede olmasına rağmen, oda 40 derece falan olduğundan soğutmak biraz zaman aldı tabi.

Bu arada gerekli prosedürleri de arkadaşıma aktardım.

- "Bak acil durumda, beni dürtüp uyandırabilirsin, ben alışığım. Yön değiştirince susuyormuşum".

Dedi ki;
- "Yaaaa dert etme albayım, birşey olmaaaaz".

Eh benden günah gitti o zaman. Ben sözlü-yazılı uyarımı yaptım, prosedürü de verdim, daha ne yapayım :-)

- "Allah rahatlık versin" dedi. Ben de;
- "Allah kolaylık versin" dedim.

Yattık.

Gece saat kaçtı bilmiyorum, bizimki prosedürü uygulamaya ihtiyaç duydu. :-)

- "albayım, albayım"
- "Ha"
- "Öbür tarafa dön yahu"
- "Tamam. Pardon"

Kibarımdır da:-)

Sabah oldu. Bir daha uyandırılmadığıma göre herşey yolunda diye düşündüm.

- "Günaydın komutanım"
- "Ben daha uyumadım"
- "Yapma yaa. Kusura bakma. Ben söylemiştim gerçi"
- "Abi sen horluyorum demiştin bana. Sen horlamıyorsun ki, kükrüyorsun"

Aslan yattığı yerden belli olurmuş derler ama beni kastetmemişlerdir. :-) Çok utandım ama ne yapabilirim ki.

- "Dönüşte seni kesinlikle KBB'cıya götüreyim. Tıkanıp gidicen yahu uykunda"
- "Yok abi, ben gitmem doktora moktara. Biz sana bugün bir kulak tıkacı bulalım en iyisi"
- "Valla iyi olur, yoksa ben bittim"

O gün gezdikçe eczane aradık. Belki bir ümit, Formula 1 tıkacı bulabiliriz diye ama nafile.

Zeugma müzesindeyken, bir ara yanıma yaklaştı "Ben dün gece senin sesini kaydettim, bak dinle de gör halini" dedi. Dinlediğimde bana normal bir horlama gibi geldi.

- "Abi o kadar da kötü değilmiş be. Ben de baya farklı bir ses çıkardığımı sandım"
- "Albayım, bu ses kaydını iki metre öteden yaptım. Daha ne olsun! Dört metre öteden duvarın arkasından duydular be. Gece üç gibi, yan odadan "noluya lan" dediklerini duydum"

Ben napiyim, otelin ses yalıtımı iyi değilse :-(

Akşam yaklaştıkça beni dert bastı. Adam uyuyamıyor yahu. Ne yapsak!

- "Napalım albayım, alt tarafı bir gece daha kalıcaz"
- "Hay allah. Elimden birşey gelmiyor ama üzüldüm"

Sonunda yatma zamanı geldi çattı. Yine standart önlemlerimi aldım, helalleştik.

Sabaha kadar zırt pırt uyanıp, arkadaşımı kolaçan ettim. Onu uykusuz bıraktığım için huzurum kaçmıştı. Baktım mışıl mışıl uyuyor. Hatta kabul edilebilir ölçülerde horluyordu. Keyfi yerindeydi anlaşılan. Rahatladım.

Sabah oldu. Uyandık.

- "Günaydın abi"
- "Nee?"
- "Günaydın dedim"
- "Haa günaydın"
- "İyi uyuyabildin mi bu gece?"
- "Düne nazaran daha iyiydi"
- "Çok sevindim buna. Ben bir elimi yüzümü yıkiyim, sonra kahvaltya gideriz"
- "Tamam"

Banyoya girdim. Sabunların olduğu sepete uzandım. Baktım bir paket açılmış, içi boş. Akşam bunların hepsi kapalıydı diye düşündüm. Gözlüğüm de yok gözümde. Zar zor da olsa üstünü okumaya çalıştım. "Makyaj pamuğu". Nasıl yani...

Seslendim içeriye:

- "Komutanım, sen burdan birşey aldın mı?"
- "Ne gibi?"
- "Makyaj pamuğu gibi"
- "Nasıl uyuyabildiğimi sanıyorsun!!"

Bir daha ki sefere "çift kişilik odada tek kişi bedeli"yle kalayım en iyisi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tiroid'deki nodülüm neden ufaldı

LevenD mi doğru LevenT mi tartışmasına son veriyorum.

Geçmişle barışmak