Kayıtlar

Hatasız Olmak Mümkün mü?

Resim
  Ister aile içinde, ister okulda, ister iş hayatında, hep bize hata yapmamayı öğretirler. Neden? Bizim yararımıza mı, yoksa kendi başlarını belaya sokmayalım diye mi? 😄 Tabi ki ikincisi için. Hata yapmadan öğrenmek, doğaya aykırı. Gelin beraber düşünelim. Sorularınız için markopashalevend@gmail.com Spotify'dan dinlemek için  TIKLAYIN

BACAKSIZ

Resim
Saat gece yarısını geçmiş olmalıydı. Masa lambamın sarı ışığında odamın tüm detayları kaybolmuştu. Mum ışığında atölyesinde ahşaptan Pinokyo yapan Geppetto Usta gibiydim. Odada sanki sadece bir masa, üzerinde de bilgisayarım ve kahve fincanım vardı. Haa bir de ben tabi. Etrafımdaki eşyalar dikkatimi dağıtmasın, işime konsantre olayım diye, bu ışığı seçmiştim. Yine de kaç saattir, bir sayfa bile bitiremedim. Takıldığım nokta öyle bir yer ki, baştan bir daha yazdıracak bana. Fakat buna hiç niyetim yok. Romanımı teslim etmeye az zamanım kalmıştı fakat sonunu bağlayamıyorum bir türlü. Oysa bitirmiştim ne güzel. Neymiş, sert fren yapan arabanın ön camına kafa vurduran şoför gibiymişim. Sonu ani gelmişmiş. Hayatın kendisi de öyle değil mi kardeşim. Her şeyin sonu önceden haber vererek yavaş yavaş mı gelişir… Hayat arkadaşım, biricik eşim, bir trafik kazasında can bile çekişmeden ölüp gittiğinde, ani gelişti deyip, bu senaryoyu Allah’a değiştirtme şansım var mı? Ez naz bir iki bölüm araya ekl

Herkesin Aklı Kendine Güzel

Resim
  Neden uymaz, neden zor gelir hiç düşündünüz mü? Hadi beraber düşünelim.. Sorularınız için marcopashalevend@gmail.com Spotify'da  TIKLAYIN

Öğüt

Resim
Oturun şöyle önüme, size bir anımı anlatayım çocuklar. Yıllar önceydi. Yirmili yaşlardaydım. Hatta tam 23 yaşındaydım. Üniversiteden yeni mezun olmuştum ama henüz öğretmenlik yapmaya başlamamıştım.  Bir gün, akşama doğru,  benden 10 yaş küçük erkek kardeşim ve annemle evde yalnızdık. Kapı çaldı, annem içerden "Ütü yapıyorum, kim o demeden açmayın" diye seslendi. Kapıyı ben açtım, kargo gelmiş. "Paketiniz var abla" dedi getiren. Baktım anneme gelmiş, bir bankadan. Konuşmamızı duyan annem, " puanlarımla bir şeyler almıştım, o gelmiş olmalı, alın açın" diye seslendi. "İmza gerekiyor mu?" dedim kuryeye, kalem ucuyla göstererek "gerekiyor, şuraya atıver bir imza" dedi. Ben de gösterdiği küçücük alana karaladım bir imza, aldım paketi, uğurladım adamı. Salona girince, kardeşim "Açalım bakalım ne gelmiş" dedi. Annem içerden "Açın açın, şemsiye seçmiştim galiba, otomatikmiş" dedi. Açtım paketi, küçücük bir şemsiye . Sapınd

Para değil tutkudur mutlu hayatın formülü

Resim
Hep dile getirdim, herkesin yaşam amacı özünde, mutlu ve huzurlu yaşamaktır. Önemli olan bu amaca varmak için izleyeceğimiz yolun bizi gerçekten bu amaca ulaştırıp ulaştırmayacağı. Bir arkadaşımın oğlu,  daha ergenken annesine seslendi, bana yat alabileceğim bir meslek söyle diye.  Şimdi otuzlu yaşlarda, ne yatı var ne yatı alacak parası ne de işi var.  Çünkü tutkusu yat değildi ve hiçbir zaman da yatı olmayacak. Önce tutkusunu bulup peşinde koşmalı. Aşağıda linkini paylaştığım yayını tesadüfen seyrettim. Tezimi kanıtlayan herşey beni çok heyecanlandırıyor.  Bu yayının üzerine benim birşeyler yazmam çok yersiz olacağından, seyredin ve ne demek istediğimi Tuğçe hanım kendisi anlatsın size. Tutkudur zenginlik, tutkudur mutluluk ve huzur.  "Kararlarımda yarını hiç düşünmüyorum çünkü yarın ne olacağını bilmiyorum" diyor ve atları severek yaşamını sürdürüyor,  ertelemiyor yaşamını.  Tutkusunun Peşinde Koşanlar

Önce Sen Değişmelisin

Resim
insanlar daima başkalarını veya diğer koşulları Şikayet ederler fakat kendisinin yapabileceği şeyleri bulmak için biraz bile düşünmezler. Çünkü herkes hatalıdır, bir tek kendisi haklıdır. Acaba gerçekten böylemi, beraber düşünelim. Sorularınız için : marcopashalevend@gmail.com Spotify Podcast için  TIKLA Apple Podcast için (bekleyin) Google Podcast için  TIKLA

SEVGİ YOKSUNU Sürüm 2

Resim
Aynı isimdeki öykümün gözden geçirme sonrası sürümüdür  Güneş de ne güzel vuruyor. Oh, sıcak sıcak. Yattığım yerden, gözlerim kapalı, etrafı dinliyorum. En sevdiğim şey. İyi ki bu evdeyim. Benim canım huzur konağım. Yıllar var yalnızım, ne annem kaldı ne kardeşlerim. Ev kalabalık ama yüzüme bakan da yok epeydir. Eskiden öyle miydi? Neydi o deli deli sevgi çığlıkları!  Tepemden hiç eksik olmazlar, gözümün içine bakarlardı... Yalan yok, ben de onlarla oyunlar oynardım. Ah o ödüllü oyunlar, nasıl da güzellerdi.   Allah razı olsun, sağlığıma çok dikkat ediyorlar, ne yalan söyleyeyim. Yemeğimi hiç aksatmazlar, ben söylenmeden hatırlarlar. Düzenli olarak sırtlanıp götürürler doktoruma. Ondan da çok memnunum çok şükür. Tuvalet bazen sorun oluyor. Çoluk çocuğun eline bıraktılar temizliği, unutuyorlar onlar da... Çok şükür yatacağım yer belli fakat biraz sevgi, biraz ilgi istiyorum. Odama giren çıkanın beni fark edip, ismimle seslenmesi, bazen de yanıma gelip sırtımı okşamaları çok mu zor! Zama