Oturun şöyle önüme, size bir anımı anlatayım çocuklar. Yıllar önceydi. Yirmili yaşlardaydım. Hatta tam 23 yaşındaydım. Üniversiteden yeni mezun olmuştum ama henüz öğretmenlik yapmaya başlamamıştım. Bir gün, akşama doğru, benden 10 yaş küçük erkek kardeşim ve annemle evde yalnızdık. Kapı çaldı, annem içerden "Ütü yapıyorum, kim o demeden açmayın" diye seslendi. Kapıyı ben açtım, kargo gelmiş. "Paketiniz var abla" dedi getiren. Baktım anneme gelmiş, bir bankadan. Konuşmamızı duyan annem, " puanlarımla bir şeyler almıştım, o gelmiş olmalı, alın açın" diye seslendi. "İmza gerekiyor mu?" dedim kuryeye, kalem ucuyla göstererek "gerekiyor, şuraya atıver bir imza" dedi. Ben de gösterdiği küçücük alana karaladım bir imza, aldım paketi, uğurladım adamı. Salona girince, kardeşim "Açalım bakalım ne gelmiş" dedi. Annem içerden "Açın açın, şemsiye seçmiştim galiba, otomatikmiş" dedi. Açtım paketi, küçücük bir şemsiye . Sapınd