Sevgi Yoksunu




Öğlen vakti güneşin ısıttığı yatağına uzanmış, gözleri kapalı, etrafında olan biteni dinliyordu. Doğduğu günden beri bu üç odalı ev, onun huzur konağıydı. Artık ne büyükleri ne de kardeşleri kalmıştı etrafında. Ev kalabalık olmasına rağmen kimse ona hatırını bile sormuyordu son zamanlarda. 

"Eskiden öylemiydi, neydi o sevgi çığlıkları. Hepsi etrafımdan eksik olmazlar, gözümün içine bakarlardı, ben de onlarla oyunlar oynardım, ödüllü oyunlardı bunlar" diye geçirdi içinden. 

"Allah razı olsun, sağlığıma çok dikkat ediyorlar, ne yalan söyleyeyim. Öğünlerimi hiç aksatmazlar, ben söylenmeden hatırlarlar. Düzenli olarak sırtlanıp götürürler doktoruma. Ondan da çok memnunum çok şükür. Tuvalet bazan sorun oluyor. Çoluk çocuğun eline bıraktılar temizliği, unutuyorlar onlar da"  ve derin bir iç çekti. "Çok şükür yatacağım yer belli fakat biraz sevgi, biraz ilgi istiyorum. Odama giren çıkanın beni farkedip, ismimle seslenmesi, bazan da yanıma gelip, sırtımı okşamaları çok mu zor!

Yıllar yıllar içinde onların gözünde varlığım kanıksandı belki, fakat benim de sohbete ihtiyacım var. İki laf söylesem gülüp geçiyorlar. Daha dün komşu, küçük kızıyla gelmiş, sesini duydum, kalktım gittim salona. Kız sevinçten deli oldu, beni görünce çığlık çığlığa hopladı. Ben de çok mutlu oldum fakat bizimkiler beni karga tulumba odama getirdiler, kapıyı da üstüme kapattılar. 

Valla artık çok ağırıma gidiyor. Sevgisizlik çok büyük yalnızlıkmış meğer" ve bacaklarından birini havaya kaldırıp, omzundan geriye atıp poposunu yalamaya devam etti.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tiroid'deki nodülüm neden ufaldı

LevenD mi doğru LevenT mi tartışmasına son veriyorum.

Geçmişle barışmak