İTİRAF


"Bugün sana bir itirafta bulunmak istiyorum. Senden sadece beni dinlemeni rica edicem. Çünkü bu itiraf uzun bir geçmişin özeti , öz eleştirisi olacak. Ve senden bir yorum veya yanıt beklemiyorum. Sen uzan ve bana kulak ver.


Arkadaşlığımız çok çok uzun zamandır var olmasına rağmen , bundan üç yıl öncesi benim için bir milad. O gün beni arayıp beraber yemek yiyelim mi dediğinde elimin ayağımın dolandığını dilimle farkettirmemeye çalışmıştım. Yüreğim yerinden çıkacak ve sana koşacaktı adeta. Yer seçimini bana bıraktığında seni ne kadar az tanıdığımı anladım. Tanışmak ve tanımak ne kadar farklıdır, bilirsin.  Seninle her türlü alternatifin yenebildiği bir restorana gitmek, hayatım boyunca ürettiğim en kurnaz çözümdü sanki. Ve sen hafif bir salata ile bir kadeh şarap tercih edince seni tanımaya başladım. Sen ne yaptığını bilen, kendine iyi bakan, sağlığına özen gösteren birisiydin ve benden de bunu bekleyecektin. Bu tahminim doğru çıktığından bu güne kadar aramız bozulmadan gelebildik. 


O gün seni evine bıraktığımda, boynuma sarılıp çok keyif aldığını ve tekrar yapalım mı dediğinde duygularım tavan yaptı, kendi bedenimden çıktım, yükseldim,  evimin yolunu zor buldum.


Bir hafta geçtikten sonra seni arayıp, yine keyifli bir gün geçirmek isteyip istemediğini sorduğumda hiç düşünmeden içime mi doğduğunu söyleyip , coşkuyla kabul edince ben yine deli oldum. Ağzım ne kadar sakin olursa olsun, bedenim kalk gidelim hemen diyordu yine."


Bir an durdu,  arkasına yaslandı. Sehpadan biraz büyük bir masanın üstündeki karanfile ve yerde duran çöp kovasına baktı. Bu sefer gerek duymayacağını içinden geçirdi.. 


"Bakalım hatırlayacak mısın? Rakı balık yaptığımız gün, sana unutulmaz bir gün yaşattığımı söylemiştin.  Restorandan çıkınca, istanbulun siluyetinde kaybolmaya yüz tutan güneşin , turuncuya boyadığı gökyüzünün altında yürümüş ve güzel bir tatlının hayalini kurmuştuk, yine sahile dik uzanan yokuşun girişinde, o semte sipesyal damla sakızlı ve çilekli muhallebi yemiştik, güzel bir filtre kahve eşliğinde. Ben ise bu dakikaların hiç bitmemesini dilemiştim içimden. Ne yazık ki bunu sana hiçbir zaman söyleyemedim, bugüne kadar. Sayısını bilmiyorum, nice defalar buluştuk, yedik, içtik,  gezdik, her ikimiz de keyif aldık bu buluşmalarımızdan, paylaştığımız zamandan. Bugüne nasipmiş itiraf etmek. Ben seninle bir hayat boyu keyif almak istedim hep. Sen seni çok mutlu ettiğimi her defasında dile getirmene rağmen ben sana aşık olduğumu itiraf edemedim.  Beni bir dost olarak gördüğünü düşünüp senin bu güvenini kaybetmeyi göze alamadım. Belki bir gün sen açarsın konuyu diye hep bekledim. Duygularımı ben belli edersem bu güvenine ihanet etmiş olabilirdim. 


Ne güzel söylüyor Can Ozan şarkısında 


İtiraf etmem lazım sana biraz hastayım

Ama buraya gelmen lazım çok uzaktayım


Biz seninle ay ile dünya kadar birbirimize yakındık,  dönüp dursak bile mesafemiz değişmiyordu, hatta degişmemeliydi belki de. Biraz yaklaşsak birbirimize çarpar parçalanırdık,  biraz uzaklaşsak ebediyen yörüngeden çıkardık. Şimdi de bu evrenin sonuna kadar birbirimizin etrafında döneceğiz.  Ve bil ki, benim sevdam sonsuza dek sürecek"


Durdu, arkasına yaslandı, bu kez olmuştu. Tekrar yanında duran çöp kovasına baktı. Kimbilir bu kaçıncı kopyaydı. 


Ayağa kalktı, kimbilir ne zamandır masanın başında oturuyordu. Perdeyi aralayıp karşısındaki ağaçların arasından en parlak yapraklı manolya ağacını, gözlerini gezdirip buldu.  Içinden "geliyorum" dedi. Masanın üstünden kağıdı, bir sap karanfili ve bir bardak suyu alıp evden çıktı. 


Ağacın dibine gelince derin bir nefes aldı,  etrafına bakındı, yalnızdı. Mektubu ikiye katladı, yırttı,  tekrar katladı yırttı,  bir daha katladı yine yırttı. Iyice ufalandığına ikna olunca , etrafı beyaz mermer ile çevrili taze toprağa yumruğu kadar çukur açıp, elindeki ufalanmış mektubu özenle içine döktü, ve elleriyle çukurun üstünü kapattı. Evden getirdiği bardakla suladi. Böylece aşkı daha çabuk ona ulaşır ve eğer kabul görürse burada yeşerirdi. Sonra elindeki kırmızı karanfili mezarın başucuna bırakıp bitmeyecek aşk ile duasını etti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tiroid'deki nodülüm neden ufaldı

LevenD mi doğru LevenT mi tartışmasına son veriyorum.

Geçmişle barışmak