Aslancık

Bir vardı bir yoktu
Ormanlardan birinde bir küçük aslancık vardı
Aslancık biraz büyüyünce ulu hayat ağacına tırmanmaya başladı
Tırmandı tırmandı tırmandı
Ve bir gün genç dallardan birine yerleşti
Dal esnekti, sağlamdı ve aslancık dalın kendisini daha yukarılara taşıyacağını umut ediyordu

Ben diyim 5 gün siz diyin 5 ay sonra
Dal eğilmeye başladı ve küçük aslancığı taşıyamadı
Küçük aslancık kayıp düştü aşağılara
Başka dallara tutunmak istese de olmadı, yaralandı üstelik

Sonunda daha eski dallardan birine çarpıp durdu
Az esnekti bu dal ama genişti, kocamandı
Dal sevinmişti misafiri olduğuna
Yıllar olmuştu kimse uğramayalı
Aslancık da mutlu olmuştu bir dal bulabildiğine, yorulmuştu düşerken

Anlattı aslancık hikayesini
Tekrar yukarılara çıkmaya korkuyordu
Dal dedi ki:
"Burda kalabilirsin benimle, ama çok uca oturdun , biraz yaklaş bana, kırılırsam düşme sonra"
Aslancık biraz yaklaştı ama yerinden de memnundu
Aralarında sohbetler günler aylar boyu devam etti

Bir süre sonra dal seslendi:
"Biraz daha yaklaş bana, çok esnek değilim, kırılabilirim"
Aslancık oralı olmadı. Koskoca dal, nasıl taşıyamaz ki onu
Her ikisi de yaşadıklarını birbirlerine anlatarak geçiriyordu zamanı
Keyif alıyorlardı bu sohbetlerden

Bir zaman sonra dal titremeye başladı, yorulmuştu.Yine seslendi :
"Biraz yaklaş nolur, taşıyamıyorum, az gel bana doğru, canım yanıyor artık"
Aslancık dala yük olduğunu ve dalın bu yüzden acı çektiğini sanıp:
"Ben sana ağır geliyorum artık. Sen benim yüzümden yoruldun, sıkıldın benden ve canın yanıyor. Ben gidersem sana iyi gelecek" dedi ama öyle bir zıpladıki dal dibinden kırıldı
Her ikisi de düştüler.

Aslancık belki bir başka dala tutunacaktı, bilinmez
Ama koca dalın yeniden hayat bulması artık çok zordu, kurudu yok oldu.

Masal bu işte

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tiroid'deki nodülüm neden ufaldı

LevenD mi doğru LevenT mi tartışmasına son veriyorum.

Geçmişle barışmak